14 Ekim 2010 Perşembe

Bekledik , çok bekledik : Aslantepe

1996 yılında başlanan serüven bu sezonun ikinci yarısıyla sona eriyor. Bu stadın nerelerden nereye geldiğine , kimlerin nasıl hatalar yaptığına bir göz atalım ;




1996 yılında dönemin başkanı Faruk Süren Galatasaray'ın yeni bir stada sahip olması gerektiğini söylemiş , Bir Kanada firmasına projeler için 12 milyon dolar verilmişti. Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan şehrin merkezine 50bin kişilik stad yapılmasına izin vermemiş ve sonu bilinmeyen bir yola girilmişti. Verilen 12 milyon dolar boşa gitmiş , bir netice alınamamıştı. Sportif açıdan ne olacağı ozamanlar bilinmemekle birlikte maddi açıdan çöküşün belki de ilk tohumları atılmıştı böylece. 1996 yılında boşa giden tam 12 milyon dolar! Sportif açıdan kulüp tarihi boyunca en büyük başarılara imza atmış , ligde dört sene üst üste şampiyon
olup bir ilki gerçekleştirmiş , Uefa ve Süper Kupayla yeni bir çığır açmıştı Türkiye'de. Ama sürdürürebilir başarılar için sağlam bir ekonomik yapının gerekliliği biliniyordu. - O zaman biliniyor muydu bilmiyoruz -




Faruk Süren başkanlığından sonra Mehmet Cansun bu konuyu tekrar ele almış , yine projeler geliştirmiş , Mimar Emre Arolat'a maketler çizdirmiş ama 8 aylık başkanlık dönemi bunların devamının gelmesini yetmemişti. Stad sorunu bir çığ gibi büyüyordu. Taraftardaki doymuşluk gün yüzüne çıkıyordu , kadro eskisi gibi dinamik değildi. Sportif başarılar bir önceki dönem olmadığı gibi tekrardan ekonomik sıkıntılar baş göstermeye başlıyordu.


2002 yılında dönemin başkanı Özhan Canaydın tekrar bu konuyu gündeme getirmiş , yeni stad çalışmaları için bir sene Allah'ın unuttuğu yer olan Olimpiyat stadı ev sahipliği yapmış ve stad için gerekli finansmanlar bulunamayınca tekrar Ali Sami Yen'e dönüş yapılmıştı. Eski şaşalı Gatasaray kadrosu gitmiş , yerine sıradan diyebileceğimiz isimler gelmişti. Sadece Galatasaray ismi şampiyonlar liginde bir üst tura çıkmıştı. Gel zaman git zaman stad büyük bir sorun olmaya devam ediyor , rakiplerle başedilebilmesi için yeni bir stad gerekliliği kendini gösteriyordu. Rakip 50.000 kişilik stadını sponsorlar sayesinde yaptırmış ve her sene arayı açarak yoluna devam ediyordu , maddi açıdan.
Galatasaray'ın duayenlerinden ünlü işletmeci Selahattin Beyazıt bu duruma elkoymak için bir teklifte bulunuyor. Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de senelik ne kadar kazandığını soruyor Özhan Başkan'a. 10 milyon dolar cevabını alıyor. Selahattin Beyazıt'ın teklifi şu oluyor. '' Ben 15 sene karşılığında Galatasaray'a 150 milyon dolar vereyim. Stadı ben kendi imkanlarımla yapayım , 15 sene ben işleteyim stadı. 15 sene sonunda tekrar Galatasaray'a bırakayım stadı.'' Bu teklif nedendir kabul edilmez bilmiyoruz ama kabul edilmiyor ve stad macerası devam ediyor sonraki yıllarda.

Şişli Belediye Başkanı ve Galatasaray Divan Kurulu üyesi Mustafa Sarıgül'ün önerisiyle Seyrantepe tarafı ciddi ciddi düşünülmeye başlandı. Yapılan anlaşmaya göre Galatasaray Mecidiyeköy'deki arazinin üst kullanım sahip olduğu 49 yıllık hakkından vazgeçecek Seyrantepe'ye 52,647 kişilik üstü açılıp kapanabilen bir stad yapılacaktı. Bunun yanında Seyrantepe'deki 384 dönümlük arazi Galatasaray'a tahsis edilecek , bu araziye Galatasaray konut , alışveriş merkezi , kapalı spor salonu , villalar inşa edebilecekti. İşini sağa sola duyurarak yapmayı seven bir kulüp olduğumuz için bu durum medya tarafından ( Aziz Yıldırım baskısıyla ) iyice konuşulmaya başlandı. Aziz Yıldırım'ın etkisiyle de bu 384 dönümden sadece 80 dönüm kaldı Galatasaray'a. Rahmetli Özhanl Canaydın bir işi daha eline yüzüne bulaştırmıştı. Sonunda ihale oldu , Eren Talu kazandı ve ardından görkemi bir açılışla inşaat başladı. Yıllardır özlenen stadın ilk tohumları atıldı ve inşaat başladı. Galatasaray taraftarı herügn gelişmeleri takip ediyor. Anlaşılmayan inşaat terimleri araştırıyor , ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorlardı. İnternet siteleri açılıyor , forumlar kuruluyor ve stad hakkında bilgi alışverişi   yapılıyordu. Bir terslik yoktu stad temeli atılmış ve demirler örülüyor üstüne betonlar atılıyor , kazıklar çakılıyordu. Forumlara hergün resimler konuyor , gün gün stadın ilerleyişi takip ediliyordu. Dile kolay 1996'dan beri bekliyordu Galatasaray taraftarı.
Rayına oturmuştu her şey , bir sorun yok gibi gözüküyordu. Arada yandaş medya ( Fenerbahçe yandaşı) asılsız haberler çıkartıyor , kulüpten ve Eren Talu'dan hemen yalanlamalar geliyordu. Bizler de alelacele yeni resimler bekliyorduk , eğer beton atılmışsa demir örülmüşse , kalıplar konmuşsa bir sorun yok demektir diyorduk. Kafamızda da hep bir soru işaretleri. '' Gerçekten olacak mı bu kez'' diye dışa vurmadan soru soruyorduk kendimize.  Daha o zamanlar başlanmıştı stadın atmosferi nasıl olacak , tribünler sahaya ne kadar uzaklıkta olacağı , çatıyı istediğimiz zaman kapatabilecek miyiz? tartışmaları. Her şey güllük gülistanlık giderken flaş haberler geldi Aslantepe'den. İşçiler paralarını alamadıkları için grev yapmışlardı. Çalışmıyorlardı. Bu kadar kısa sürede paraları ödenemiyorsa koca stad nasıl bitecekti ? Felaket tellalığı yapmıştık ama sonunda gerçek gün yüzüne çıktı. Maddi sorunlar yaşayan Eren Talu , Arap ortak edinmeye gitmişti. Bir sonuç alamayınca stad yürümez oldu ve iş planına uyulmuyordu. 1. ihtar , 2. ihtar derken ihale iptal olmuş ve Eren Talu'nun elinden alınmıştı ihale. Tekrar kara bulutlar dolaşmaya başladı Aslantepe'de. En çok iş veriminin alındığı yaz dönemi boş geçiyor , çalışma yapılmıyordu. Karamsarlığa kapınmışken Işın Çelebi'nin bürokratik gücü müdür , Özhan Canaydın'ın bitmek tükenmek bilmeyen mücadelesi midir bilinmez , devreye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan giriyor ve Toki'ye talimatı veriyor '' bu işi bitirin artık. ''
Toki'nin üstlenmesiyle birlikte Mecidiyeköy'deki arazi Toki'ye kalıyordu ve bu işten hem devlet kazanıyordu hem Galatasaray'ın stadı normal zamanında bitiyordu. 384 dönümlük araziden 80 dönüm de kalsa bu stad artık bir prestij haline gelmişti Galatasaray için. Ve Başbakan'ın araya girmesiyle tekrar işler rayına oturuyordu , şantiyeye koyulan kameralarla inşaat 24 saat canlı izlenebiliyordu. Ekim 14 olduğunda işlerin çoğu bitmiş , tüm tribünler ve localar yapılmış , koltuklar yerleştirilmeye başlanmıştı bile.Stad içinde ince işler de yapıyor 1000'den fazla işçi harıl harıl çalışıyordu 29 Ekim'e yetiştirmek için. Ama yapılan açıklamadan sonra 29 Ekim bir kere daha erteleniyor ve Ocak ayında hazır olacağı söyleniyordu stadın. Trafik sorunu olmaması için eksik olan bağlantı yolunun bitmesi beklenecek.Varsın 2-3 ay daha geciksin , biz 14 sene şampiyonluk beklemiş bir nesilin çocuklarıyız , 14 sene de stad beklemişiz 2-3 ay daha beklemişiz zor mu?
Ve ben yarın , 15 Ekim günü şantiyeye girebileceğim sonunda sponsor Türk Telekom sayesinde. Arma sevdalısı babamla birlikte yeni evimizi ziyaret edeceğiz. Gözümüzü kapatıp o stadda kazanacağımız başarıları düşleyeceğiz. İyisiyle kötüsüyle bir stad macerası sona eriyor. Galatasaray'ımıza hayırlı uğurlu olsun !
Stadın 5 Ekim itibari geldiği noktayla yazıyı sonlandıralım , stad bittiğinde görüşürüz :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İstersen küfür edebilirsin yorumunda. Hakediyorsam et.