İstanbul'da yapılan Uefa Kongresinde Uefa Başkanı Platini ve Uefa Genel Sekreteri İnfantino açık açık şike veya teşvik suçunu işleyenlerin bir an önce cezalandırılmasını, eğer TFF cezalandırmazsa Uefa'nın üzerine düşeni yapacağını deklare etti. Belli ki artık yumurta kapıya dayandı, TFF'nin olayı cezasız şekilde kapatmaya çalışma girişimleri sonuçsuz kaldı. Demirören'in Platini'yi ziyaretinde konuyu açıp lafı ''ceza vermek istemiyoruz'' temalı konuşmasından sonra Plati'nin kapıyı göstermesi zaten Uefa'nın duruşunu gösteriyordu açıkca.
Sokaktaki vatandaş bile artık tapeleri okuduğunda, savunmalara baktığında şike ve teşviklerin, girişimlerin olduğunu açıkca görüyor. İşin garip tarafı artık TFF'nin davranışlarının yanı sıra söylemleri ile şikenin yapıldığını ama ceza vermek istemedikleri söylüyor açıkca.
Bir ülke düşünün, hukuk sistemiyle yönetilen ama kanunda yer alan maddelerin uygulanmadı. Rant için bazı kulüplere uygulanıyor, bazı kulüplere uygulanmıyor.
''şike ve teşvik suçunu işleyen 8 takım düşerse büyük bir maddi kayba uğrarız, ortada lig diye bir şey kalmaz'' düşüncesinin arkasına sığınıp ceza vermek istenmemesi asıl bu ülkede futbolu bitirecektir. Uefa'nın vereceği cezayı bile sineye çekip ''Avrupa'ya 5 sene gitmeyiz, ne olacak sanki'' düşüncesi TFF başkanı Demirören tarafından dillendirip kamuoyunun alıştırılmasına çalışılıyor. Evet, zeka düzeyi alt sınırda olan, oldu bittiye getirilip Beşiktaş başkanlığından TFF başkanlığına geçen Demirören'in ülke futbolunu geriye götüreceği aşikardı. Bu olaya yargılanan tüm kulüplerin bile ses çıkarması gerekirken, şikeye karışmış tüm kulüplerin taraftarı da bu düşünceye yönlendiriliyor. Nasıl bir mantık ürünüdür, ''Ceza vermeyelim, Uefa'nın vereceği Avrupa'ya gitmeme cezasını çekelim hep beraber'' düşüncesi. Vizyonunuz da, misyonunuz da batsın.
Hergün rezil olmaktansa, 1 sene küme düşün sonra tekrar çıkın Süper Lige. Hem cezanızı çekerek temizlenin, hem ülke bu kaostan kurtulsun. Kendi çıkarınız için koskoca ülke futbolunu uçurumdan aşağı atıyorsunuz. Bundan 10 sene sonra da 50 sene sonra da bu rezillikle yaşarsınız Avrupa'ya gitmemeyi kabul ederseniz.
Ülke futbolumuz tez zamanda umarım şikeci kulüplerden, şikeye çanak tutan şikeci kulübün başkanı Demirören'den de, şikeci tüm yöneticilerden de kurtulur.
TFF'nin ceza vermediğini ve 5 sene süreyle Avrupa Kupalarına katılmadığımızı bir düşünün. Bırakın o 5 seneyi yaşamayı, sadece bir düşünün. Böyle bir rezillik olamaz.
Neden bu şikeci kulüpler cezasını çekip bir alt lige düşmüyor da, bütün kulüplerin 5 sene boyunca Avrupa'ya alınmaması uygun görülüyor anlamak mümkün değil.
Başta Galatasaray'ın, sonra Bursaspor'un dik duruşlarına her zamankinden çok daha ihtiyacımız var. Bu kez kendileri için değil ülke futbolu için bu duruşu sert bir şekilde göstermeliler, taraftarlarıyla birlikte büyük organizasyonlar düzenleyip tepki göstermeliler.
Neler Varmış Bakalım Burada?
29 Mart 2012 Perşembe
14 Mart 2012 Çarşamba
Yaşasın : Derbi var
Geldi yine bir Fenerbahçe - Galatasaray maçı.. Derbi maçının başlama saatine yaklaştıkça zamanın adeta durduğu bir dönem daha geçiriyoruz. Kafalarda maçlar oynanıyor, erken gol bulma olasılıkları yapılıyor, atmosfer gözlerde canlandırılıyor.
Her şeyden önce bir futbol bayramı yaşayacağız. 90 dakikanın sonucunda sevineceğiz veya üzüleceğiz ama Gençlerbirliği maçından itibaren tam 7 gün içerisinde bu heyecanı yaşamak bambaşka.
Galatasaray'ın 9 puan farkla Kadıköy'e gitmesi play off açısından pek bir şey ifade etmiyor açıkcası. Eğer Galatasaray 3 puanı rakibine verirse fark 6 oluyor ve puanların play off'ta yarıya bölüneceği düşünülürse avantajın çok küçük bir dilimi kalıyor. Fenerbahçe de bu hesapları yapıyordur muhtemelen. Onlar için kazanmak her şeyden çok daha önemli.
Yıllardır baskıyla çıkan Galatasaray'da kafalar rahat. Kaybedeceğimiz sadece üç puan. Rakibin kaybedeceklerini şöyle bir sıralarsak ;
1- 11 senedir evinde Galatasaray'a yenilmeme serisi sora erecek. Bu Fenerbahçe için belki de şampiyonluktan daha önemli.
2- Fark 12'ye çıkacak ve iyice demorolize olacak Fenerbahçe daha sonraki maçlarda da puan kaybı yaşayacaktır şampiyonluk umutlarını play off'a taşıyamayabilir.
3- Fenerbahçe'nin kendi evinde iki senedir yenilmeme serisi var. Olası bir Galatasaray mağlubiyeti ile bu seri de sona erecek.
4- Taraftarın aylardır beklediği bir maç bu. Bu açıdan da büyük baskı altındalar. Olası bir mağlubiyet taraftarın tekrardan Samandırayı basıp ''are you big player'' demesini sağlayabilir bazı futbolculara.
Galatasaray taraftarı rahat. Takımına , hocasına güveniyor. Bu sene şanssızlık olmayacağına inanıyor. Bizlerin tek isteği şansın bizden yana olmasa da rakipten de yana olmaması. Gerçekten bir kere de olsa iyi olan kazansın Kadıköy'de.
Fenerbahçe ilk 10-15 dakika büyük bir baskı kuracaktır ve bu baskıdan sonra kontrolü Galatasaray ele geçirecektir. Necati'nin derbi tecrübesi, Elmander'in inanılmaz formu Melo - Selçuk uyumu Galatasaray'ın en güvendiği olgular derbide. Fenerbahçe'ye karşı eksik oldukları konu sol kanat. Fenerbahçe'de Stoch çok formda. Galatasaray'da Emre'nin mi Riera'nın mı oynayacağı bir muamma. Galatasaray'ın sağ bekinde Eboue gibi Avrupa'nın önde gelen sağ beklerinden biri olması büyük şans Stoch'a karşı.
Fenerbahçe'nin her zaman önde olduğu duran toplar konusunda taraftar artık eşitlendi diyebiliriz Selçuk sayesinde.
Mükemmel bir karşılaşma bizi bekliyor.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım.. Trabzon'u play off''ta tutan Kuddusi gibi kafasında tilkiler oluşmadan maçını yönetir umarım. Play off heyecanı düşünülerek yapılabilecek hatalar malesef kafamızın bi köşesinde.. O stadda bu gözler Hüseyin Göçek'i , Ali Aydın'ı, Bünyamin Gezer'i gördü...
Bir çift laf da deplasman yasağına tabiki. Böyle zorbalık, böyle kısıtlama olamaz. Güvenliği sağlayamama acizliği böyle bir yasağı getirmemeli. Dünya'nın hangi bölgesinde böyle bir yasak var bilmiyorum. Umarım en kısa zamanda bu saçma yasak ortadan kalkar.
Her şeyden önce bir futbol bayramı yaşayacağız. 90 dakikanın sonucunda sevineceğiz veya üzüleceğiz ama Gençlerbirliği maçından itibaren tam 7 gün içerisinde bu heyecanı yaşamak bambaşka.
Galatasaray'ın 9 puan farkla Kadıköy'e gitmesi play off açısından pek bir şey ifade etmiyor açıkcası. Eğer Galatasaray 3 puanı rakibine verirse fark 6 oluyor ve puanların play off'ta yarıya bölüneceği düşünülürse avantajın çok küçük bir dilimi kalıyor. Fenerbahçe de bu hesapları yapıyordur muhtemelen. Onlar için kazanmak her şeyden çok daha önemli.
Yıllardır baskıyla çıkan Galatasaray'da kafalar rahat. Kaybedeceğimiz sadece üç puan. Rakibin kaybedeceklerini şöyle bir sıralarsak ;
1- 11 senedir evinde Galatasaray'a yenilmeme serisi sora erecek. Bu Fenerbahçe için belki de şampiyonluktan daha önemli.
2- Fark 12'ye çıkacak ve iyice demorolize olacak Fenerbahçe daha sonraki maçlarda da puan kaybı yaşayacaktır şampiyonluk umutlarını play off'a taşıyamayabilir.
3- Fenerbahçe'nin kendi evinde iki senedir yenilmeme serisi var. Olası bir Galatasaray mağlubiyeti ile bu seri de sona erecek.
4- Taraftarın aylardır beklediği bir maç bu. Bu açıdan da büyük baskı altındalar. Olası bir mağlubiyet taraftarın tekrardan Samandırayı basıp ''are you big player'' demesini sağlayabilir bazı futbolculara.
Galatasaray taraftarı rahat. Takımına , hocasına güveniyor. Bu sene şanssızlık olmayacağına inanıyor. Bizlerin tek isteği şansın bizden yana olmasa da rakipten de yana olmaması. Gerçekten bir kere de olsa iyi olan kazansın Kadıköy'de.
Fenerbahçe ilk 10-15 dakika büyük bir baskı kuracaktır ve bu baskıdan sonra kontrolü Galatasaray ele geçirecektir. Necati'nin derbi tecrübesi, Elmander'in inanılmaz formu Melo - Selçuk uyumu Galatasaray'ın en güvendiği olgular derbide. Fenerbahçe'ye karşı eksik oldukları konu sol kanat. Fenerbahçe'de Stoch çok formda. Galatasaray'da Emre'nin mi Riera'nın mı oynayacağı bir muamma. Galatasaray'ın sağ bekinde Eboue gibi Avrupa'nın önde gelen sağ beklerinden biri olması büyük şans Stoch'a karşı.
Fenerbahçe'nin her zaman önde olduğu duran toplar konusunda taraftar artık eşitlendi diyebiliriz Selçuk sayesinde.
Mükemmel bir karşılaşma bizi bekliyor.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım.. Trabzon'u play off''ta tutan Kuddusi gibi kafasında tilkiler oluşmadan maçını yönetir umarım. Play off heyecanı düşünülerek yapılabilecek hatalar malesef kafamızın bi köşesinde.. O stadda bu gözler Hüseyin Göçek'i , Ali Aydın'ı, Bünyamin Gezer'i gördü...
Bir çift laf da deplasman yasağına tabiki. Böyle zorbalık, böyle kısıtlama olamaz. Güvenliği sağlayamama acizliği böyle bir yasağı getirmemeli. Dünya'nın hangi bölgesinde böyle bir yasak var bilmiyorum. Umarım en kısa zamanda bu saçma yasak ortadan kalkar.
4 Mart 2012 Pazar
Maddeler ve Uygulanışları
Bir hukuk devletinde düzen hukuk kuralları ile sağlanır, herkes bu hukuk kuralları içerisinde maddelere uymakla mükelleftir. Uyulmadığı takdirde adli veya idari cezalara çarptırılır, uymamasının bedelini bu şekilde öder.
Özerk bir kurum olan Türkiye Futbol Federasyonun da , kurulları da ülkenin en sevilen oynunu maddelere göre yönetir. Keyfi bir karar mekanizması olsa Federasyon başkanı gönlündeki takıma göre kararlar verir, kurul başkanlarını bu yönde belirler. Böyle bir işleyiş mantığa uygun değildir zira.
Özellikle bu sene malesef rant peşinde olanlar futbol yönetimini ele geçirmiş, Etik Kurulu raporunu hiçe saymış ve 58. madde hala yürürlükte olmasına rağmen uygulayamamıştır. Bu konuda tek güvence Uefa ve Fifa kalmış, yürürlükte olan bir maddenin uygulanması için onlardan bir şeyler beklemekteyiz. Hukukumuzda yer alan maddeyi uygular iseler onlara minnet duyacak duruma geldik ne yazıkki.
Bu hafta oynanan Fenerbahçe - Gençlerbirliği maçında birçok kişi Fenerbahçeli kart sınırında olan oyuncuların sarı kart göreceğini tahmin etmiştir. Haftaya karşılaşacakları küme düşmüş ve iflas bayrağını çekmiş Ankaragücü maçını kağıt üzerinde herkes kazanacaklarını tahmin ediyor doğal olarak. Bu anlamda da sonraki maç Galatasaray maçı olacağı için ''temizlenme'' operasyonu Gençlerbirliği maçında yapılması normal ve mantıklı olandı. Unutulmuş veya ''bize ceza veremezler'' düşüncesi hakim olacak ki Tahkim Kurulu'nun geçen sene değiştirdiği 38. maddeye rağmen bilerek sarı kart gördü bazı Fenerbahçeli oyuncular ve Ankaragücü maçına cezalı duruma düştüler. Alex ve Baroni'nin sanırım bilerek sarı kart görmediğini iddia edecek yoktur. Alex'in bile kendisi iddia etmezken. Maçın hakemi Tolga Özkalfa'nın da uyarısını da dikkate alarak Alex ve Baroni'nin bilerek kart gördüğü aşikar. 38. madde ne diyor? Herhangi bir oyuncu bilerek kart görüp bir sonraki maçta kendini cezalı duruma sokarsa iki maç cezalandırılır diyor. Hal böyleyken Alex ve Baroni'nin Galatasaray maçında oynamaması gerekiyor ama verilecek cezaları bekliyoruz.
Alex ve Baroni'nin nasıl bilerek sarı kart görüp kendilerini Ankaragücü maçında cezalı olmalarını sağlamalı aşikarsa bu maddenin de saçmalığı aşikardır. Evet bilerek sarı kart gördüler belki ama olayı kılıfına uydurup ''sarı kart yemelik'' bir pozisyon yaratabilirlerdi. Yalandan bir pozisyonda hakeme sert bir itiraz, bir gözlük işareti vs. Ama dediğim gibi bu kuralı Selçuk Dereli gündeme getirmeseydi sanırım hiçbirimiz bilmeyecektik. Oyuncuların da bu kuralı bilmediğini varsayıyorum.
Hakeme ''sarı kart göster'' işareti yapmak bir zamanlar sarı karttı. Şimdiler de pek uygulanmıyor, bu kuralın kalkıp kalkmadığı muamma. Tribünleri galeyana getirdiği için bir zamanlar her elini kaldırıp ''sarı kart'' ver diyen oyuncuya veriliyordu kart. Hatta bu saçma kural öyle bir hal aldı ki amacından sapıp seyircisiz maçta bile tribünleri galeyana getirdiği için sarı kart yiyen oyuncular oldu. Şeref tribünü veya yedek kulübesini galeyana getirdiklerini düşünelim biz.
Bu sarı kart olayı gibi 38. madde de saçmadır ama hala geçerli bir maddedir. 58. madde gibi uygulanmayıp sineye mi çekilecek, yoksa güzel bir duruş sergileyip Pfdk bu kendilerini bilerek cezalı durumuna düşüren oyunculara iki maç ceza verilecek mi göreceğiz. İki maç ceza verileceğini düşünen, maddelerin şartsız koşulsuz uygulandığını düşünen birileri var mı bilmiyorum. Artık kişiye özel maddelerin çıktığı, bir kanunun baştan yaratıldığı bir ülkede, suçun işlenmesinden sonra maddenin değiştirilip hafifletip cezaevinden birilerinin çıkmasının sağlandığı bir ülkede , bu madde de uygulanmaz galiba, herhalde, kesinlikle....
Özerk bir kurum olan Türkiye Futbol Federasyonun da , kurulları da ülkenin en sevilen oynunu maddelere göre yönetir. Keyfi bir karar mekanizması olsa Federasyon başkanı gönlündeki takıma göre kararlar verir, kurul başkanlarını bu yönde belirler. Böyle bir işleyiş mantığa uygun değildir zira.
Özellikle bu sene malesef rant peşinde olanlar futbol yönetimini ele geçirmiş, Etik Kurulu raporunu hiçe saymış ve 58. madde hala yürürlükte olmasına rağmen uygulayamamıştır. Bu konuda tek güvence Uefa ve Fifa kalmış, yürürlükte olan bir maddenin uygulanması için onlardan bir şeyler beklemekteyiz. Hukukumuzda yer alan maddeyi uygular iseler onlara minnet duyacak duruma geldik ne yazıkki.
Bu hafta oynanan Fenerbahçe - Gençlerbirliği maçında birçok kişi Fenerbahçeli kart sınırında olan oyuncuların sarı kart göreceğini tahmin etmiştir. Haftaya karşılaşacakları küme düşmüş ve iflas bayrağını çekmiş Ankaragücü maçını kağıt üzerinde herkes kazanacaklarını tahmin ediyor doğal olarak. Bu anlamda da sonraki maç Galatasaray maçı olacağı için ''temizlenme'' operasyonu Gençlerbirliği maçında yapılması normal ve mantıklı olandı. Unutulmuş veya ''bize ceza veremezler'' düşüncesi hakim olacak ki Tahkim Kurulu'nun geçen sene değiştirdiği 38. maddeye rağmen bilerek sarı kart gördü bazı Fenerbahçeli oyuncular ve Ankaragücü maçına cezalı duruma düştüler. Alex ve Baroni'nin sanırım bilerek sarı kart görmediğini iddia edecek yoktur. Alex'in bile kendisi iddia etmezken. Maçın hakemi Tolga Özkalfa'nın da uyarısını da dikkate alarak Alex ve Baroni'nin bilerek kart gördüğü aşikar. 38. madde ne diyor? Herhangi bir oyuncu bilerek kart görüp bir sonraki maçta kendini cezalı duruma sokarsa iki maç cezalandırılır diyor. Hal böyleyken Alex ve Baroni'nin Galatasaray maçında oynamaması gerekiyor ama verilecek cezaları bekliyoruz.
Alex ve Baroni'nin nasıl bilerek sarı kart görüp kendilerini Ankaragücü maçında cezalı olmalarını sağlamalı aşikarsa bu maddenin de saçmalığı aşikardır. Evet bilerek sarı kart gördüler belki ama olayı kılıfına uydurup ''sarı kart yemelik'' bir pozisyon yaratabilirlerdi. Yalandan bir pozisyonda hakeme sert bir itiraz, bir gözlük işareti vs. Ama dediğim gibi bu kuralı Selçuk Dereli gündeme getirmeseydi sanırım hiçbirimiz bilmeyecektik. Oyuncuların da bu kuralı bilmediğini varsayıyorum.
Hakeme ''sarı kart göster'' işareti yapmak bir zamanlar sarı karttı. Şimdiler de pek uygulanmıyor, bu kuralın kalkıp kalkmadığı muamma. Tribünleri galeyana getirdiği için bir zamanlar her elini kaldırıp ''sarı kart'' ver diyen oyuncuya veriliyordu kart. Hatta bu saçma kural öyle bir hal aldı ki amacından sapıp seyircisiz maçta bile tribünleri galeyana getirdiği için sarı kart yiyen oyuncular oldu. Şeref tribünü veya yedek kulübesini galeyana getirdiklerini düşünelim biz.
Bu sarı kart olayı gibi 38. madde de saçmadır ama hala geçerli bir maddedir. 58. madde gibi uygulanmayıp sineye mi çekilecek, yoksa güzel bir duruş sergileyip Pfdk bu kendilerini bilerek cezalı durumuna düşüren oyunculara iki maç ceza verilecek mi göreceğiz. İki maç ceza verileceğini düşünen, maddelerin şartsız koşulsuz uygulandığını düşünen birileri var mı bilmiyorum. Artık kişiye özel maddelerin çıktığı, bir kanunun baştan yaratıldığı bir ülkede, suçun işlenmesinden sonra maddenin değiştirilip hafifletip cezaevinden birilerinin çıkmasının sağlandığı bir ülkede , bu madde de uygulanmaz galiba, herhalde, kesinlikle....
1 Mart 2012 Perşembe
F8 için saldırın ve savunun
Galatasaray Medical Park bugün tarihinin em önemli karşılaşmalarından birine çıkıyor. Deplasmanda bir başka basketbol ekolü olan Olimpiyakos ile F8 mücadelesi verecek. 1 sayıyla Galatasaray'ın yenilmesi dışında, galip gelen taraf F8'e kalacak. Tam bir final maçı. Olimpiyakos taraftarı bu sezon ilk defa takımlarının antrenmanına giderek oyuncularına destek verdi.
Takımımızın buraya kadar geldiği süreçte büyük mücadeleler vermiş ve artık F8 için tek engel kalmış durumda. Son 16'da 3 takımı bulunan Türkiye'de son 8 için şansını sürdüren tek takım Galatasaray.
Galatasaray bu sezon Euroleauge elemelerinden katıldı. Büyük bir direnç gösterdi. İlk turdaki rakipleri Barcelona, Siena, Unics son 8'e kaldı. Bu bile nasıl zorlu yollardan geldiğini gösteriyor. Son 16'daki grubunda Cska gibi süper bir güç ve Olimpiyakos gibi bir ekol var.
Son 16'da büyük şanssızlıklar yaşadı Galatasaray. Şayet deplasmanda Efes'i yense şimdi son 8 garanti idi. Efes kendi sahasında Olimpiyakos'a yenilmeseydi yine Galatasaray son 8'deydi. Galatasaray bugün 1 sayıyla yenilirse F8'e kalan takım olacak ama 2 veya 3 sayıyla yenilirse büyük bir trajedi olacak. Bu durumda Olimpiyakos'un Abdi İpekçi'deki maçta saha ortasından atıp maçı uzatmaya götürdüğü maç onlara F8 yolunu açmış olacak. Böyle bir talihsizlik yaşamaya mahal vermeden takımımız umarım galibiyetle döner ve F8'e kalır. Bu grupta bari son maçta şans bizimle olsun ve Yunanistan'dan F8'i kapıp gelelim inşallah. Hakkımız olanı istiyoruz.
Galatasaray inanılmaz direnciyle bazı maçlarını resmen 6 kişi oynadı. İçerdeki maçlarında taraftarın müthiş desteği ile 7 kişi bile oynadı diyebiliriz. Deplasmanda taraftarımız olmayacak malesef ama takıma ve koça yazılan mektupla onların arkasında olduğumuzu bildirdik. Umarım maçı ve F8 biletini alıp gelecek yenilmez armada.
Takım yensin yenilsin, bize inanılmaz mutluluklar yaşattı. Yarın 11.45'te Türkiye'ye dönüş yapıyorlar. Onları karşılamak işi olmayan her Galatasaray taraftarının asli görevi haline geldi.
Şans bir kere bizimle olsun. Başarılar yenilmez armada.
Takımımızın buraya kadar geldiği süreçte büyük mücadeleler vermiş ve artık F8 için tek engel kalmış durumda. Son 16'da 3 takımı bulunan Türkiye'de son 8 için şansını sürdüren tek takım Galatasaray.
Galatasaray bu sezon Euroleauge elemelerinden katıldı. Büyük bir direnç gösterdi. İlk turdaki rakipleri Barcelona, Siena, Unics son 8'e kaldı. Bu bile nasıl zorlu yollardan geldiğini gösteriyor. Son 16'daki grubunda Cska gibi süper bir güç ve Olimpiyakos gibi bir ekol var.
Son 16'da büyük şanssızlıklar yaşadı Galatasaray. Şayet deplasmanda Efes'i yense şimdi son 8 garanti idi. Efes kendi sahasında Olimpiyakos'a yenilmeseydi yine Galatasaray son 8'deydi. Galatasaray bugün 1 sayıyla yenilirse F8'e kalan takım olacak ama 2 veya 3 sayıyla yenilirse büyük bir trajedi olacak. Bu durumda Olimpiyakos'un Abdi İpekçi'deki maçta saha ortasından atıp maçı uzatmaya götürdüğü maç onlara F8 yolunu açmış olacak. Böyle bir talihsizlik yaşamaya mahal vermeden takımımız umarım galibiyetle döner ve F8'e kalır. Bu grupta bari son maçta şans bizimle olsun ve Yunanistan'dan F8'i kapıp gelelim inşallah. Hakkımız olanı istiyoruz.
Galatasaray inanılmaz direnciyle bazı maçlarını resmen 6 kişi oynadı. İçerdeki maçlarında taraftarın müthiş desteği ile 7 kişi bile oynadı diyebiliriz. Deplasmanda taraftarımız olmayacak malesef ama takıma ve koça yazılan mektupla onların arkasında olduğumuzu bildirdik. Umarım maçı ve F8 biletini alıp gelecek yenilmez armada.
Takım yensin yenilsin, bize inanılmaz mutluluklar yaşattı. Yarın 11.45'te Türkiye'ye dönüş yapıyorlar. Onları karşılamak işi olmayan her Galatasaray taraftarının asli görevi haline geldi.
Şans bir kere bizimle olsun. Başarılar yenilmez armada.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)